Skip to content Skip to footer
Napelda Psikoloji

Çocuklarda Davranış Problemleri

çocuklarda davranış bozukluğu
İçindekiler

Çocuklarda Davranış Bozukluğu Nedir?

Çocukların ya da gençlerin normalden farklı ve olumsuz davranışlar sergilediği psikolojik durum, çocuklarda davranış bozukluğu olarak adlandırılır. Davranış bozukluklarının çocuğun günlük yaşamını, aile ilişkilerini, arkadaşlık ilişkilerini ve okul başarısını olumsuz yönde etkilemesi mümkündür. Davranış bozukluğu bulunan çocuklar sık sık öfke nöbetleri, yalan söyleme, düşmanlık, düşük empati, düşmanlık ve dikkat eksikliği gibi davranışlar sergileyebilir.

Bu davranışlar çoğunlukla çocukların yaşlarına ve gelişim seviyesine uygun olmayan tepkiler olarak kabul edilir. Ayrıca davranış bozukluğu olan çocuklar, kurallara uyma zorluğu yaşayabilir, disiplin sorunları yaşayabilir ve sosyal izolasyon riskiyle karşı karşıya kalabilir. Aynı zamanda akademik sorunlar yaşamaları ve arkadaşlık ilişkilerinde zorluklar yaşamaları mümkündür.

Çocuklarda davranış bozukluğunun nedenleri son derece çeşitlidir. Davranış bozukluğu genellikle birden fazla faktörün etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Genetik faktörleri, çocuğun yaşadığı deneyimler ve çevresel etkenler davranış bozukluklarının gelişimine neden olabilir. Buna ek olarak ailenin sosyoekonomik durumu, aile içi ilişkiler ve çocuğun eğitim seviyesi de davranış bozukluğu gelişmesine yol açabilir.

Davranış bozukluğunun farklı çeşitleri vardır. Bu alt türler arasında karşı gelme bozukluğu, düşük düzeyli düşmanlık, sosyal uyum sorunları ve dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu sayılabilir. Alt türlerin her biri farklı semptomlara ve davranışsal özelliklere neden olabilir.

– Karşı gelme bozukluğu olan çocuklar otoriteye karşı gelme, inatçı ve düşmanca davranışlar sergileyebilir. Kurallara uymakta zorlanabilir, davranışlarıyla genellikle ailelerini ve yetişkinleri sınayabilir.
– Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, hiperaktivite ve dürtüsellik belirtileriyle karakterizedir. Bu bozukluğa sahip çocuklar dikkatlerini sürdürmekte güçlük yaşar, sabırsızlık gösterebilir ve düşünmeden hareket edebilir.
– Çocuklarda görülen davranış bozuklukları arasında yeme bozukluğu da yer alır. Yeme alışkanlıklarında ortaya çıkan anoreksiya nervoza ve bulimia nervoza gibi sapmalar, davranış bozukluklarının belirtileridir.
– Duygusal bozukluklar ise çocukların duygusal teokilerini kontrol etmekte zorlandığı durumlardan oluşur.
– Sosyal uyum sorunları ise çocukların diğer bireylerle uyum sağlama ve ilişki kurma konusunda sorunlar yaşadığı durumları gösterir. Bu tür davranış bozukluklarından biri olan sosyal fobi, toplumsal durumlardan kaçınma eğilimini kapsar.
– Oyun bağımlılığı, son yıllarda gündeme gelen bir davranış bozukluğudur. Video oyunlarına aşırı düşkünlük ve kontrol kaybını içeren oyun bağımlılığı; bireylerin okul, sosyal yaşam ve iş işlevselliğinin olumsuz şekilde etkilenmesine neden olabilir.

Çocuklarda davranış bozukluğu tedavisi çocuğun yaşına, belirtilerine ve durumun ciddiyetine bağlı olarak farklılık gösterebilir. Uygulanabilecek tedavi seçenekleri arasında bireysel terapi, aile terapisi, ilaç tedavisi ve eğitim programları yer alır. Çocuklarda davranış bozukluğu tedavisi genellikle uzman rehberliğinde gerçekleştirilir ve çocuğun ihtiyaçlarına göre özelleştirilebilir.

Çocuklarda Davranış Bozukluğunun Görülme Sıklığı

Çocuk ve ergenlerdeki yıkıcı davranışlar, çocuk ve ergen psikiyatrisinin önemli konularından biri olup genellikle davranış bozuklukları altında incelenir. Davranış bozuklukları, başkalarının temel haklarını ve yaşa uygun toplumsal kuralları sürekli ve tekrarlayıcı şekilde ihlal etmeyi içerebilir.

Davranış bozukluğu olarak tanımlanan durum; insan ya da hayvanlara karşı saldırgan ve zarar verici davranışlar, güvenliği tehdit eden eylemler, hırsızlık ve ciddi kuralların ihlali gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Yalan söyleme de bu davranışlar arasında yer alabilir. Mala veya eşyalara zarar verme sıklıkla görülür.

Davranış bozukluğu, erkeklerde kızlara göre 2-3 kat daha fazla görülme eğilimindedir. Genel nüfusun yaklaşık %5’i bu kriterleri karşılayabilir. Daha düşük sosyoekonomik seviyede, özellikle de sorunlu aile yapılarından gelen çocuklarda davranış bozukluğu daha sık görülebilir. Genetik faktörlerin de bu durumda rolü olduğu söylenebilir. Özellikle antisosyal kişilik bozukluğu olan babalardan gelen çocuklarda risk daha yüksek olabilir.

Okul başarısızlığı genellikle davranış bozukluğu ile ilişkilidir. Özellikle sözel yetenekleri zayıf olan çocuklarda bu durum daha belirgin olabilir. Ayrıca dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu belirtileri, davranış bozukluğu ve antisosyal davranışlarla ilişkilendirilebilir. Aşırı tepkisel mizaç özellikleri de yıkıcı davranışları tetikleyebilir.

Katı disiplin, aile içi şiddet, fiziksel veya cinsel taciz gibi olumsuz deneyimler yaşayan çocuklar, davranış bozukluğu riski altında olabilir. Alkol veya madde bağımlılığı olan ebeveynlerin çocukları, tutarsız disiplin, aşırı kısıtlamalar, ihmal ve ilgi eksikliği gibi faktörler de riski artırabilir. Davranış bozukluğu, belirtilerin başlangıcına göre çocuklukta veya ergenlikte başlayan olmak üzere iki alt tipte incelenir. Çocukluk çağında başlayan tip, genellikle erkeklerde daha yaygın ve kalıcı olma eğilimindedir.

Davranış Bozukluğu Olan Çocuklarla Olumlu İlişki Nasıl Kurulur?

Davranış bozukluğu olan çocuklarla olumlu ilişki kurmak için doğru tavırlar sergilenmeli, sergilenen tavırlarla çocuğa örnek olunmalıdır. Bunun için ilişkinin temelinde karşılıklı saygı yer almalıdır. Azarlamak, bağırmak, susturmak, vurmak ve tutarsız davranmak çocuğa karşı bir saygısızlık göstergesidir. Anne babalar öncelikle çocuklarına saygı göstermelidir. Her çocuğun ayrı bir birey olduğu kabul edilmeli, çocukların fikri sorulmalı ve fikirlerine saygı gösterilmelidir.

Ebeveynlerin dikkat etmesi gereken diğer bir nokta ise çocukla ilgilenmek ve ona zaman ayırmaktır. Birlikte geçirilecek zamanın nicelik olarak değil, nitelik olarak önemli olduğu unutulmamalıdır. Bu süreçte çocukla birlikte onun hoşlanabileceği faaliyetler yapılması önerilebilir.

Çocuğun kendine güvenmesi için önecelik anne babasının ona güvenmesi ve bu güveni çocuğa hissettirmesi gerekir. Ebeveynler çocuğun çabasını övmeli, yüreklendirmeye özen göstermelidir. Çocuk bu cesaretlendirme sayesinde kendi değerini algılayabilir. Çünkü cesaretlendirme, çocuğu olduğu gibi kabul etmek ve kendi olduğu için değer vermek anlamına gelir. Ayrıca çocuğun kendini güvende hissetmesi için sevildiğini bilmesi ve sevmesi önemlidir.

Çocuklarda Davranış Bozukluğu Olduğunu Nasıl Anlarız?

Çocuklarda davranış bozukluğu olduğunu anlamak için bazı belirtilere dikkat edilmelidir. Bu durum genellikle öfke patlamaları şeklinde kendini gösterse de, davranış bozukluğu olduğunu gösterebilecek farklı belirtiler de vardır.

– Davranış bozukluğu olan çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite görülebilir. Çocuk dikkatini toplamakta zorlanabilir, sakin kalamayabilir, hiperaktif olabilir ve dürtüsel davranışlar sorgulayabilir. Buna bağlı olarak çocukta öğrenme güçlükleri ve disiplin sorunları görülebilir.
– Çocuk yaşıtlarıyla ilişki kurma zorluğu ve sosyal etkileşimde sık sık çatışma yaşayabilir. Aynı zamanda, sosyal hayatın gerektirdiği normlara uyma güçlüğü çekebilir.
– Çocuk kardeşleriyle ya da arkadaşlarıyla kavga edebilir, diğer çocuklara zarar verebilecek davranışlarda bulunabilir ya da öfke nöbeti geçirerek yıkıcı davranışlarda bulunabilir.
– Ayrıca çocukta anne, baba ve öğretmen gibi otorite figürlerine karşı direnç görülebilir. Evdeki ya da okuldaki kurallara uymamakta direnebilir ve sınırları zorlayabilir.
– Davranış bozukluğu olan çocuklarda genellikle akademik başarısızlık ortaya çıkabilir. Okulda düşük motivasyon, derse katılmama, ödev yapmama, sınıf içinde sorun çıkarma, dikkat ve konsantrasyon eksikliği gibi problemler yaşanabilir.

Diğer yandan yukarıda sıralanan belirtilerin tek başına davranış bozukluğu göstergesi olmadığı unutulmamalıdır. Çocukların davranışlarındaki değişiklik olağan gelişim sürecinin bir parçası olabileceğinden; doğru tanı ve tedavi için çocuk psikoloğu ya da psikiyatristi tarafından değerlendirme yapılması gerekir.

Çocuklarda Davranış Bozukluğu Ne Zaman Başlar?

Çocuklarda davranış bozukluğu belirtileri genellikle erken çocukluk döneminde ortaya çıkar. Fakat 5 yaşından önce davranış bozukluğu belirtisi koyulmaz. Çocuğun sergilediği sorunlu davranışların belirli bir yaşa kadar normal kabul edilmesi mümkündür.

Her çocuğun bireysel gelişim süreci kendine özgü olduğundan, davranış bozukluklarının başladığı zaman da çocuk özelinde değişebilir. Davranış bozuklukları çocuğun yaşına, gelişim düzeyine ve çevresel faktörlere göre farklı zaman dilimlerinde görülebilir. Genellikle ilkokul ya da ergenlik döneminde davranış bozukluğu başlar. Davranış bozukluklarının erken yaşlarda fark edilmesi, uygun bir destek almak ve bu durumun kalıcı bir hâle dönüşmesini önlemek açısından son derece önemlidir.

Çocukluk Dönemi

Genelikle çocukluk döneminde başlayan davranış bozukluğuna ait ilk belirtiler çoğunlukla okul öncesi dönemde ya da ilkokul çağında ortaya çıkar. Bu dönemde çocukların kurallara karşı gelme, yalan söyleme, hırsızlık ve öfke nöbeti gibi davranışlar sergilemesi mümkündür. Ailelerin bu belirtileri çocuğun gelişim sürecinin doğal bir parçası olarak görmemesi, erken dönemde profesyonel yardım alması önemlidir.

Ergenlik Dönemi

Davranış bozukluğu belirtilerinin ergenlik döneminde belirginleşmesi sık görülen bir durumdur. Bağımsızlık arayışı içerisindeki gençler kurallara daha fazla karşı gelebilir. Arkadaş gruplarıyla etkileşime bağlı olarak davranış bozukluğu belirtileri artabilir. Bu süreçte erken müdahale ve tedavi ile olumlu sonuçlar sağlanabilir.

Yetişkinlik Dönemi

Davranış bozukluklarının çocukluk ve ergenlik döneminde tedavi edilmemesi durumunda, bu bozuklukların yetişkinlik döneminde de devam ettiği görülebilir. Buna bağlı olarak kişinin iş ve ilişkilerinde sorunlar yaşaması mümkündür. Yetişkinlik döneminde de profesyonel yardım almak ve tedavi görmek, davranış bozukluklarının doğru bir şekilde yönetilmesini sağlayabilir.

Çocuklarda Davranış Bozukluğu Tedavisi Nasıl Yapılmaktadır?

Çocuklarda davranış bozukluğunun tedavisi genellikle multidisipliner bir yaklaşımla gerçekleştirilir. Tedavi süreci çocuğun ihtiyaçlarına ve semptomlarının şiddetine göre özelleştirilebilir. Bu süreçte ailelerin çocuklarının duygusal gereksinimlerini karşılaması, destekleyici bir ortam sunmaları ve çocuklarıyla etkili bir iletişim kurması son derece önemlidir. Tedavi amacıyla kullanılan yöntemlerden bazıları şu şekilde sıralanabilir:

– Bilişsel davranış terapisi, çocuğun olumsuz ya da zararlı davranışlarını tanımasını ve bunları olumlu davranışlarla değiştirmesini öğretmek, aynı zamanda sosyal becerilerini geliştirmeye yönelik olarak kullanılan etkili bir yöntemdir. Bilişsel davranış terapisi sırasında takvimler, ödül sistemleri ve davranış defterleri gibi araçlardan faydalanılabilir.

– Davranış bozukluğunun tedavisinde önemli rol oynayan yöntemlerden biri de aile terapisidir. Aile terapisi sayesinde ailenin çocuğun davranışlarını anlamasına, iletişim becerilerini geliştirmesine ve disiplinin nasıl sağlanması gerektiğinin öğrenilmesine yardımcı olmak hedeflenir.

– Öğretmenler ya da özel eğitim uzmanları, çocuğun davranışlarını düzeltmeye ve okuldaki akademik başarısını yükseltmeye yardımcı olacak farklı eğitim ve öğretim planlarını uygulayabilir. Özellikle özel eğitim programlarından faydalanılarak çocuğun özel ihtiyaçları karşılanabilir ve davranışlarını yönetmeye yönelik özel stratejiler belirlenebilir.

– Çocuklarda davranış bozukluğu tedavisinde zaman zaman ilaç tedavisine de başvurulabilir. İlaç tedavisi, çocuğun mevcut durumuna ve semptomlarının şiddetine göre psikiyatri uzmanları tarafından önerilebilir. İlaç tedavisi ile davranış bozukluğuna yol açan dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, depresyon ve uyku bozuklukları gibi rahatsızlıkların tedavi edilmesi mümkündür.

Çocuklarda davranış bozukluğunun hangi yöntemle tedavi edileceği, çocuğun bireysel durumuna bağlı olarak özelleştirilebilir. Tedavinin birden fazla yöntemin kombinasyonunu içermesi mümkündür. En uygun yaklaşık, profesyonel bir sağlık uzmanının yardımıyla belirlenir.

Çocuklar için boşanma, taşınma, okul değişikliği ve ergenlik gibi büyük yaşam değişiklikleri stres yaratabilir. Bu tür durumlar çocuğun davranışlarında değişikliklere neden olabilir. Büyük yaşam değişikliklerinden sonra çocuğun davranışlarının değiştiği fark edildiğinde endişelenmek yerine bu durumu olağan karşılanabilir. Yaşanan durumu doğru değerlendirmek için ilk adım olarak çocukla açık bir iletişim kurmak ve onun yaşadığı etkileri dikkatlice gözlemlemek önemlidir. Gerekli durumlarda doğru bir değerlendirme için uzman desteğinden faydalanılmalıdır.