Sosyal anksiyete bozukluğu yani sosyal fobi, bireyin günlük normal etkileşimler sırasında başkaları tarafından yargılanmaktan ya da gözlem altına alınmaktan korkması nedeniyle ortaya çıkan yoğun anksiyete, öz bilinç, korku ve utanç duygularıdır.
Normal şartlar altında sunum yapmak, iş görüşmesine katılmak ya da yeni tanışılan birisiyle sohbet etmek gerginliğe neden olabilse de; sosyal anksiyete bozukluğunda korku ve anksiyete bireyin bu tür olaylardan hayatını bozacak şekilde kaçınmasına yol açar. Şiddetli strese bağlı olarak bireyin günlük rutini, okulu, işi ve diğer aktiviteleri olumsuz şekilde etkilenebilir.
Kronik bir zihinsel sağlık durumu olan sosyal anksiyete bozukluğu durumunda psikoterapi ve ilaç terapisi yardımıyla çeşitli konularla başa çıkma becerilerinin öğrenilmesi sayesinde birey güven kazanabilir ve başkalarıyla iletişim kurma yeteneğini geliştirebilir.
Sosyal anksiyete bozukluğunun tedavisi, söz konusu durumun bireyin günlük yaşamda işlev görme yeteneğini ne derece etkilediğine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. En yaygın iki tedavi türü olan konuşma terapisi ve ilaç tedavisi, bazı durumlarda eş zamanlı olarak uygulanabilir.
Psikoterapi, pek çok sosyal anksiyete bozukluğu vakasındaki semptomların iyileşmesine yardımcı olur. Birey terapi sürecinde, kendisiyle ilgili olumsuz düşüncelerini tanıma ve değiştirme yollarını öğrenir. Ayrıca sosyal durumlarda öz güven kazanmasını sağlayacak yenmi beceriler geliştirir.
Anksiyete için en etkili psikoterapi türü, bilişsel davranışçı terapidir. Bireysel ya da grup hâlinde uygulandığında eşit derecede etkilidir. Maruz kalmaya dayalı bir yöntem olan bilişsel davranışçı terapi sürecinde birey en çok korktuğu durumlarla yavaş yavaş yüzleşir. Bu sayede başa çıkma becerileri gelişir. Kaygı uyandıran durumlarla nasıl başa çıkabileceği konusunda öz güven kazanır.
Birey sosyal becerilerini geliştirmek, başkalarıyla iletişimde rahatlık ve öz güven kazanmak için rol yapma oyunlarına ve beceri eğitimlerine dahil olabilir. Endişelerle başa çıkma konusunda özellikle sosyal durumlara maruz kalma pratiği yapmak fayda sağlayabilir.
Sosyal anksiyete tedavisinde kullanılabilecek çeşitli ilaç türleri vardır. Sosyal anksiyetenin kalıcı semptomları için denenen ilk ilaç türü genellikle seçici serotonin geri alım inhibitörleridir.
Yan etki görülmesi riskini minimize etmek için genellikle düşük doz ilaçla başlanır. Reçete yavaş yavaş tam doza çıkarılmakta olup belirtilerin belirgin bir şekilde iyileşmesi için birkaç haftadan birkaç aya kadar değişen sürelere gereksinim duyulabilir.
Sosyal kaygı sendromu belirtileri için farklı ilaç türleri de kullanılabilir. Kişi özelinde en etkili ve en az yan etkiye neden olan türü bulmak için farklı antidepresan türlerinin denenmesi gerekebilir. Bazı anti-anksiyete ilaçları, bireyin kaygı seviyesinin azalmasını sağlayabilir. Çoğunlukla hızlı etki göstermelerine karşın bağımlılığa ve uyuşukluğa neden olabildiklerinden kısa süreli olarak reçete edilirler.
Sosyal Anksiyete Neden Olur?
Kişinin akıl sağlığını etkileyen pek çok durum gibi sosyal anksiyete bozukluğu de büyük olasılıkla çevresel ve biyolojik faktörlerin karmaşık bir etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Sosyal anksiyetenin olası sebepleri arasında kalıtımsal özellikler ilk sırada gelir. Bunun yanı sıra korku tepkisini kontrol etmede rol oynadığı düşünülen amigdala yapısının aşırı aktif olması surumunda, sosyal durumlarda anksiyeteye neden olabilen yüksek ve yoğun bir korku tepkisinden söz edilebilir.
Ayrıca sosyal anksiyete bozukluğunun sonradan öğrenilmiş bir davranış olduğuna ilişkin araştırma sonuçları da bulunmaktadır. Bazı bireylerde sosyal fobinin, rahatsız edici ya da utanç verici bir durum yaşandıktan sonra geliştiği görülebilmektedir. Ayrıca sosyal durumlarda kaygılı davranışlar gösteren ya da çocuklarını yoğun bir kontrol altında tutan veya aşırı korumacı davranan ebeveynler ile sosyal anksiyete bozukluğu arasında bir ilişki olduğuna yönelik görüşler de bulunmaktadır.
Biyolojik ebeveynlerinde ya da kardeşlerinde sosyal fobi olan bireylerde sosyal anksiyete bozukluğu gelişmesi riski daha fazladır. Bunun yanı sıra alay edilme, reddedilme, aşağılanma ya da zorbalık gibi olumsuz deneyimler yaşayan çocuklar sosyal kaygı bozukluğuna daha yatkın olmaktadır. Aile içi çatışma ortamı, istismar ya da travma gibi çeşitli olumsuz olaylar da sosyal anksiyete bozukluğuyla ilişkilendirilebilmektedir.
Sosyal Anksiyete Bozukluğu Neye Yol Açar?
Sosyal anksiyete bozukluğunun tedavi edilmemesi durumunda bireyin hayatını olumsuz şekilde yönetmesi söz konusu olabilir. Sosyal fobiye bağlı olarak yaşanan kaygılar nedeniyle birey hayattan, işten, okuldan ve ilişkilerden keyif alamayabilir. Bunun sonucunda eleştiriye karşı aşırı duyarlılık, iş hayatında ya da akademik hayatta başarısızlık, kendini öne çıkarmada sorun, izolasyon ve sosyal ilişki kurma zorluğu, alkol ya da madde bağımlılığı, kendine güvensizlik, intihar ya da intihar girişimi, zayıf sosyal beceriler ve kendi kendine olumsuz şekilde konuşma gibi sorunlar yaşanabilir.
Özellikle majör depresif bozukluk ve madde kullanımı sorunları olmak üzere çeşitli anksiyete bozuklukları ve bazı akıl sağlığı bozuklukları da genellikle sosyal anksiyete bozukluğu ile ortaya çıkmaktadır.